26.04.2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı Torba Kanun (65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun) ile sigorta sektöründe yapılan değişikliklere dikkat çekmek isterim.

TAZMİNAT HESAPLAMASI ARTIK NASIL OLACAK?
Kanun Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra, trafik kazalarında hayatını kaybedenler için sigorta şirketi tarafından ödenecek tazminatın hesaplanmasına ve bu hesap sonrası da yakınlarına yapılacak ödeme tutarına düzenleme getirildi. Bu düzenlemeye göre hesaplama yöntemini Hazine Müsteşarlığı belirleyecek.
Bugüne kadar, vefat halinde destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarında kanunla belirlenmiş ve ölçü olmadığından dolayı bilirkişiler, kişiden kişiye değişen tutarlarda tazminatlar hesaplıyor, mahkemeler de bu tazminatlara hükmediyor idi. Sigorta şirketleri de bunları ödemek zorunda kalıyordu. İşte bu ve bunun gibi fahiş ödemeler günümüzdeki trafik sigortalarındaki artışların en önemli sebebini oluşturmaktaydı.
Yapılan düzenleme ile Hazine Müsteşarlığı, standart bir hesaplama yöntemi belirleyecek ve böylece sigorta şirketleri de kime, ne kadar destekten yoksun kalma tazminatı ödeyeceğini, başvurucular da sigortadan ne kadar tazminat alacağını bilecektir. İşbu düzenleme ile hesaplamalarda ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosu dikkate alınmakta olup, iskonto oranı (teknik faiz) olarak %1,8 olarak dikkate alınmaktadır.
Böylece yıllarca süren davalara gerek kalmayacak, mahkemelerin iş yükü hafifleyecek hem de tazminatlar yıllarca beklenmeyip kısa sürede alınmış olacak.

KUSURLU SÜRÜCÜLERE TAZMİNAT ÖDENMEYECEK
Bilindiği üzere sigorta şirketlerinin yıllardır yaşadığı en büyük sorun, kusurlu sürücülere ödenecek olan tazminat sorunuydu. Sürücünün kusurlu olduğu zararlara ilişkin olarak daha öncesinde herhangi bir mevzuat bulunmamaktaydı. Tam kusurlu sürücünün vefatı halinde sigorta şirketleri, yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatı ödemek zorunda kalıyorlardı. Bunun sebebi ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı ilamı ile sürücü kusurlu da olsa vefatından dolayı yakınlarına tazminat ödenmesine hükmetti ve bu durum içtihat haline geldi.
İşbu kararda; “davacılar ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm sebebiyle doğrudan davacılar üzerinden doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılmayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, destekten yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği” demektedir.
İşbu karar içtihat haline gelmiş ve böylece sigorta şirketleri de tazminat ödemekle yükümlü hale gelmişti. Fakat yapılan son değişiklik ile sigorta şirketleri artık kusurlu sürücülere ve destekten yoksun kalan yakınlarına tazminat ödemeyeceklerdir. 2918 Sayılı Kanun’un 92. Maddesi ne yapılan ekleme ile sürücü zararları teminat dışı bırakılmıştır.

ÖNCELİKLE SİGORTA ŞİRKETİNE BAŞVURULACAK.
Bilindiği üzere, hak sahipleri, Torba Yasa çıkmadan önce, sigorta şirketine başvurmadan önce dava yoluna gitme hakkına sahipken, sigorta şirketine başvuru yapmadan direkt olarak Sigorta Tahkim Komisyonu’na gitme hakkına sahip değillerdi.
2918 Sayılı Kanun’un 97. Maddesi; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Denmektedir.
Torba Kanun çıkmadan önce sigorta şirketine başvuru zorunluluğu bulunmamakta iken, yapılan değişiklikle işbu başvuru zorunlu hale gelmiştir. Zarar gören tarafından bu başvuru yapılmaksızın dava veya tahkim yoluna gidilmesi usulden ret sebebi haline gelmiştir.
Ayrıca şu hususlara da dikkat etmek gerekmektedir. Torba Kanun’dan önce sigorta şirketine başvurulduğu vakit sigorta şirketinin 8 iş günü içerisinde cevap verme zorunluluğu bulunmakta idi. Fakat yapılan değişiklikle iş günü ibaresi kanundan kaldırılmış ve 8 yerine 15 günlük süre verilmiştir. Her ne kadar çok basit ve önemsiz gibi görünse de yapılan bu ufak değişiklik çok yararlı ve hataları azaltan bir değişikliktir. İş günü kavramı çoğu vatandaş tarafından tam olarak hesaplanamadığından dolayı sürekli olarak karışıklığa yol açarken, bundan sonra 15 günün hesaplanması, vatandaşlar tarafından çok daha kolay bir şekilde sağlanacaktır.
Yeni düzenlemeler bu şekilde. Torba Kanun ile yapılan bu değişiklikler, muallak ve birbirinden farklı değerlendirmeye tabi olan konuları yasalaştırmış ve düzenlemiştir. Bizler ise bu düzenlemelerin herkes için hayırlısı olmasını dileyebiliriz.