Güven ve istikrara ihtiyacımız var

SAB Başkanı Doğan Şen, sektörde bazı brokerlerin ve aracıların kendi komisyonlarından iade ederek düşük primlerle poliçe sattığını söyledi. Bu durumun sektöre zarar vereceğini belirten Şen, aracıların ve sigorta şirketlerinin sektöre güveni sarsan bu uygulamadan uzak durması gerektiğini kaydetti.

SAB Başkanı Doğan Şen, komisyon iadesiyle satış hakkında açıklamalarda bulundu. Bazı brokerlerin komisyon iadesi yöntemiyle yaptıkları satışların olumsuz etkisinden bahseden Şen, web üzerinden sigorta şirketlerinin acenteye teklif ettiği primden daha uygun fiyatla satış yapılmasının ve bankalara daha zengin teminat ve uygun primle satış yapma imkanı sunulmasının ikincil piyasa yaratması gibi bir tehlike içerdiğini, sektöre zarar verdiğini söyledi.
Son zamanlardaki en yoğun şikayet konusunun, web üzerinden dijital sigortacılık yapan büyük bir brokerlik şirketi hakkında olduğunu aktaran Şen, “Bu şirket pazarlama yaparken, sigorta primlerinden kendi kazandığı komisyonun büyük bir kısmını, teklif ettiği primden indiriyor. Tenzil edilen komisyonları sigortalıların kredi kartlarına ve banka hesaplarına iade ediyor ya da eksik tahsilat yöntemiyle satış yapıyor” dedi.

‘İTİBAR KAYBEDİYORUZ’

Sigorta şirketlerinin trafik, kasko, sağlık gibi bazı ürünlerinde sigorta teminatları ve primlerin standart olduğu bilgisini veren Şen, acentelerin bu standart ürünleri sigortalılarına sunduğunu belirtti. Aynı sigortalıların bu bilindik brokerde fiyat araştırması yaptıklarında daha ucuz prim teklifi aldığını, dolayısıyla acentelerden vazgeçerek bu brokere poliçelerini yaptırdığını dile getiren Şen, neticede acentelerin itibar, güven ve iş kaybettiğini ifade etti.
Bilindiği üzere sigorta acentelerinin sözleşme ve vekaletle sigorta şirketlerinin temsilcileri olduğunu ve sundukları tekliflerin, sigorta şirketlerindeki aktüerlerin uzun uğraşlarla hazırladıkları, risk kabul kriterleri dikkate alınarak ilan ettikleri teminat ve primler olduğunu kaydeden Şen, sözlerine şu şekilde devam etti: “Sigortalıların, sigorta şirketlerinin ilan ettikleri primlerden ucuz primler buluyor olması sektöre uzun vadeli zararlar verecektir. Sigorta şirketi marka değerini yitirecektir, acenteler ise müşterilerine sigorta şirketlerini savunamayacaklardır.”
İlan edilmiş primlerden muhtelif yöntemlerle iadeler, iskontolar, promosyonlar yapılarak farklı bir piyasa olgusu yaratılmasının spot pazar oluşmasına neden olduğuna değinen Şen, bu durumun iktisadi açıdan sigorta sektöründe ve ülkemizde telafisi zor bir kaos ve güven sorunu yarattığını söyledi. Bu konuya bazı acentelerin de hassasiyetle dikkat etmesi gerektiğine dikkat çeken Şen, satış ve hedefleri tutturma kaygısıyla komisyonlarını müşteriyle paylaşmalarının etik ilkelere aykırı olduğunun altını çizdi.

‘BANKA SİGORTACILIĞI CAZİBE MERKEZİ DEĞİLDİR’

Diğer bir şikayet konusundan da bahseden Şen, “Ağırlıklı olarak bankasıyla çalışan bir sigorta şirketi, aynı zamanda bazı acentelerle de çalışıyor. Ancak banka üzerinden verilen teminat ve prim, acenteye verilen teminat ve primden çok daha cazip. Bu uygulama açıkça ikincil piyasa oluşturma çabası” diye konuştu.
Bu durumun, 7 Ağustos 2007 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Mali Bünyelerine İlişkin Yönetmelik’e muhalefet etmek olarak kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Şen, bu yönetmeliğe 17 Mart 2011 tarihinde bir dördüncü bölüm eklendiğini hatırlattı. Şen, bu dördüncü bölüme 2015 yılında eklenen maddeleri de paylaştı: “(6) (Ek:RG-28/2/2015-29281) Şirketler, topluluk içindeki aracılarına sigortacılık prensiplerine aykırı olarak diğer aracılarına göre daha yüksek oranda komisyon, ek komisyon ve benzeri ödeme yapamaz, doğrudan veya dolaylı olarak kazanç aktaramaz.
(7) (Ek:RG-28/2/2015-29281) Şirketler, topluluk içindeki diğer ortaklıklara ilişkin sigortaları sigortacılık prensiplerine aykırı olarak piyasa rayicinden daha düşük primle yapamaz.”
Bir sigorta şirketinin bir bankayla yaptığı uzun süreli münhasırlık sözleşmelerinin ortaklık olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünen Şen, “Diğer konu ise, ağırlıklı olarak acenteyle çalışan bir sigorta şirketinin web sayfasından direkt sigortalılarına, acentesinden daha uygun primle satış yapmaya çalışmasıdır. Bu da sigorta şirketinin acentesiyle rekabetidir ve piyasa bozucu, güven zedeleyici bir uygulamadır” dedi.

‘HAZİNE’YE DE ZARARLI’

Bu uygulamaların Hazine’ye de zararının dokunduğunu belirten Şen, “İade edilen komisyonlar, piyasa rayicinin altında primle poliçe satılması, bir ticari organ olan acentelerin yok edilme çalışmaları Vergi Usul Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu’nun kazancın hesaplanmasına ilişkin ilgili maddelerine muhalefet ediyor, Hazine’nin kurumlar vergisi, gelir vergisi ile banka sigorta muamele vergisinin eksik tahsil etmesine sebep oluyor” şeklinde konuştu.
“Sektörümüzün düzenleyicisi 5684 Sayılı Kanun’un 1. maddesi, ‘Bu kanunun amacı, ülkemiz sigortacılığının geliştirilmesini sağlamak, sigorta sözleşmesinde yer alan kişilerin hak ve menfaatlerini korumak ve sigorta sektörünün güvenli ve istikrarlı bir ortamda etkin bir şekilde çalışmasını temin etmek’ diye ifade ediyor. Yine aynı kanunun 32. maddesiyse şirketlerin ve aracıların ‘iyi niyet’ prensibine uymaları konusunda kesin görüş bildiriyor” diyen Şen, anlattığı uygulamaların hiçbirinin güvenli ve istikrarlı bir ortam oluşturmadığını, bilakis iyi niyet prensiplerinin çiğnendiğinin altını çizdi.
Acentelerin bu konulardan mağdur olduklarını bilen Şen, yeni tespit ve uygulamalarla karşılaşmaları halinde objektif belgelerle SAB’a veya SAİK’e müracaat etmelerini söyledi. Şen, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Biz SAB derneği olarak başta ülkemizin ve sektördeki her kesimin birlikte kazanacağı modelleri savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Bizimle birlikte yürümek isteyen acente meslektaşlarımızı örgütlü mücadele ve çalışma için derneğimize bekliyoruz.”

‘GÜNLÜK DÜŞÜNME LÜKSÜMÜZ YOK’

Doğan Şen, sigorta sektörünün orta ve uzun vadeli planlarla istenen aşamaya geleceğini belirtti. Her kesime çok ciddi görevler düştüğünü vurgulayan Şen, “Aksi takdirde geçmiş yıllarda yaşanan hayat sigortaları, yakın geçmişte yaşanılan yangın sigortaları, bugün yaşadığımız trafik sigortası sorunlarına yeni sorunlar eklenecektir. Hiç kimsenin günlük düşünme lüksü olmamalıdır. Ülkesini seven her bir yönetici ve birey kendisine ‘Bu yaptığım eylem sektöre ve ülkeme nasıl zarar vermektedir?’ diye sormalıdır” dedi.